Gezi Günlüklerim – Şirince (İzmir)

Herkese merhabaa. 😊 Bu Cuma günkü gezimizi Selçuk’a gerçekleştirdik. Selçuk’tan önce Şirince’ye daha sonra da Efes Antik Kent’e gittik. İkisi de birbirinden güzel yerlerdi. Ancak ikisini bir yazıda anlatmak yerine Şirince ve Efes olarak iki farklı yazıda anlatmak tecrübelerimi aktarırken daha iyi olacak gibi. Keyifli okumalar diliyorum. ☕

Selçuk – Şirince

Şirince adı gibi oldukça şirin olan bir köy. Şirince yüzyıllar önce nüfusu 2 bini geçmeyen bir Rum köyüymüş. Mübadele sürecine kadar zeytinleri, üzümleri ve şaraplarıyla ünlü olan köyün nüfusu Türklerin gelmesi ile artmış. Günümüzde ise bölgede zeytin, üzüm ve şaraptan başka şeftali, incir, elma, ceviz gibi meyve üretimi de yapılıyor.

Şirince’ye gitmek için İzban ile Tepeköy’e gitmeniz gerekiyor. Tepeköy’den Selçuk’a gitmek için TCDD Tepeköy Garından bilet almalısınız. Sanırım belli saatler içerisinde de İzbanla direkt olarak Selçuk’a gidebiliyorsunuz. Sabah 8:40 civarında 878 numaralı otobüse bindik. Yaklaşık 9:15 – 9:20 arasında İzbana Şirinyer durağından metroya bindik. Saat 10:15 gibi Tepeköy’e vardık. Biz daha öncesinde tren saatlerine bakmadığımız için yaklaşık olarak 2 saat tren beklemek zorunda kaldık. Aman siz saatlere bakmadan yola çıkmayın! 😂😅

Tepeköy’den Selçuk’a öğrenci bilet fiyatı 3₺. Yaklaşık 20 – 25 dakikalık bir tren yolculuğunun ardından Selçuk’a geldik. Selçuk’ta iner inmez tarih sizi karşılıyor zaten. Meydanda sizi inanılmaz güzellikteki tarihi kolonlar karşılıyor.

Meydandan biraz daha ilerleyince gara ulaşıyorsunuz ve minibüslere binerek istediğiniz yere gidebiliyorsunuz. Selçuk’tan Şirince’ye minibüs fiyatı 3.5 ₺. Minibüs sizi Şirince meydanına kadar götürüyor. Şirince dağlık bir yerleşim yeri olduğundan yollar virajlı. Ters koltukta yolculuk ettiğim için biraz midem bulandı açıkçası. Ancak varınca gördüğünüz manzara her şeye değiyor.

Şirince

Şehrin ara sokakları ise bu şekilde;

Her köşede papatyadan taç yapan bir teyze görmek mümkün. ☺ Yerli halk geçimini bu sergilerden sağlıyor. Sergilerde reçellerden, baharatlara, patiklere kadar bir çok şey bulabilirsiniz. Biz önce en tepeye çıktık ve sokak aralarında gezinip biraz fotoğraf çekindik. Daha sonra kiliseye girip içeriyi gezmek istedik.

Eski kilisenin ne zaman yapıldığı tam olarak bilinmiyor ancak 1805 yılında yeniden yapılmış. Kilise avlusuna girdiğinizde bu dilek havuzu ile karşılaşıyorsunuz. Üzerinde Meryem Ana heykeli bulunan bu havuz ziyaretçiler tarafından dilek havuzuna dönüştürülmüş.

Kiliseye gelmişken kilise mahzenine gitmemek olmazdı. 😌 Kilise mahzeninin içi oldukça güzel antika eşyalarla dekore edilmiş. İçerideki nostaljik ortamı şu an size kelimelerle anlatamam ama en azından fotoğraflar ile fikir edinmenize yardımcı olabilirim 😊;

Kilisede şarap tadımı yapmadık ancak daha sonra güzel bahçeli bir yere Üzüm Cafe’ye geçip meyve şaraplarımızı yudumladık. Meyve şarabı içimi çok kolay meyve suyu tarzında hafif bir acılığı bulunan bir içecek. Kesinlikle tatmanız gerektiğini düşünüyorum;

Okul gezisi düzenlendiği için Aziz Nesin Matematik Köyü’ne giremedik. 😔 Biz de saat daha erken olduğu için Efes’e gitmeye karar verdik. Selçuk minibüsüne binip Selçuk’a geri döndük. Buradan sonrasını Efes yazımda anlatacağım. Şirince temiz havaya sahip oldukça güzel bir köy. Kesinlikle gidip görmenizi tavsiye ediyorum. Bu arada şarap tadımları genel olarak ücretsiz. Ancak biz çok karıştırmak istemediğimiz için kadeh içtik ve 1 kadeh 15₺ idi. Eğer isterseniz ücretsiz bir şekilde şarap tadımı yapabilirsiniz. Tadım yaptırılan bardakların boyutları shot bardağı boyunda. Öğrenci iseniz düşük bütçe ile rahatlıkla gezip dolaşabilirsiniz. Bir sonraki yazıya kadar kendinize iyi bakın. 😊